Ötekileştirme ve zulme karşı ortak sesimizi duyurmalıyız

Kategori : Genel, Güncel, Siyaset - Etiketler : - Tarih : 02 Ocak 2015

351221

 

İSTANBUL (02 Ocak) – Başbakan Ahmet Davutoğlu, gayrimüslim azınlık cemaatlerinin temsilcileriyle buluşmasında,  “Bu güzel beraberliği bir evrensel mesajla da taçlandırmak lazım.” vurgulamasıyla  “Hangi türden olursa olsun ötekileştirme ve zulme karşı ortak sesimizi bütün dünyaya duyurmak lazım.” mesajını verdi.

 

Başbakanlık Dolmabahçe Ofisi’nde azınlık cemaatlerinin temsilcileri ile bir araya geldiği yemekte konuşan Davutoğlu, Müslümanların Mevlit Kandili’ni tebrik ederken geçen hafta Katolik cemaatinin Noel Bayramı ile Musevi cemaatinin Hanuka Bayramı’nın kutlandığına, gelecek hafta da Ortodoks cemaatinin Noel Bayramı’nın idrak edileceğine dikkat çekti. Davutoğlu, “Aslında bu 2 haftalık dini gündem dahi, İbrahimi geleneğin nasıl yan yana, bir arada ve şehirlerde, kasabalarda, köylerde olmanın ötesinde komşu gelenekler olarak da bu toprakların her yerinde kök saldığının güzel bir işareti.” vurgulaması yaptı.

 

Hanuka Bayramı dolayısıyla Türkiye Musevileri Hahambaşısı İsak Haleva ile bir araya geldiklerini belirten Davutoğlu, şunları söyledi:

 

“Daha sonra bütün cemaatimizle de temasa geçerek, iki Noel’in takriben ortası bir tarih ve tabii Mevlid-i Şerif’in de bugüne tetabuk etmesiyle çok anlamlı bir günde bir araya geldik. Ayrıca yeni yıla da başlangıç… Hep beraber içimizdeki güzel duyguları paylaşacağız, 2015 yılının bütün cemaatlerimiz için, ülkemiz ve insanlık için hayırlı olması dileklerinde bulunacağız.”

 

BU SOFRA, İBRAHİMİ SOFRA

Davutoğlu, geçen hafta Hatay’da çok kültürlü hayatın doğrudan nişanesi olan bir toplulukla sabah kahvaltısında bir araya geldiğini anımsatarak şöyle devam etti:

 

“Gerçekten Anadolu toprakları Hristiyan geleneğinin de İslam geleneğinin de çok sembolik önemli bütün merkezlerini barındırıyor. Hele hele Şanlurfa’ya giderseniz, Şanlıurfa Hazreti İbrahim’le birlikte bütün etrafındaki İbrahimi geleneğin doğduğu ve orada hala her bir köşesinde kendi izini bıraktığı bir peygamberler şehridir.

 

Ülkemizin neresine giderseniz gidin bu anlamda bu birlikteliği görürsünüz ve bu birlikteliğin getirdiği o manevi havayı hissedersiniz. Dolayısıyla ben bu sofrayı İbrahimi sofra olarak nitelendiriyorum. Hazreti İbrahim ve onun çizgisinde insanlığa barış, esenlik getirmek üzere yola çıkmış nebiler silsilesinin bütün halkalarının bir arada bulunduğu bir sofra…

 

Bu, ülkemizdeki köklü gelenekleri temsil ediyor. O bakımdan bu masa etrafındaki hiçbir geleneği bu topraklara yabancı, bu topraklara sonradan gelmiş bir gelenek olarak telakki etmiyoruz. Azınlık kavramını da bu anlamda ben kullanmamaya dahi bazen özen gösteriyorum çünkü hepimiz aslında o köklü gelenekleri mensupları olarak büyük bir ailenin parçalarıyız. O bakımdan bu 2 hafta içinde bütün bu gelenekleri bir arada barındıran bu önemli günleri idrak etmiş olmak da sembolik açıdan başlı başına manidar.”

 

YURTTAŞLIK TEMEL İLKESİ

Başbakan Davutoğlu, “Hiçbir zaman biz, yurttaşlarımız arasında yurttaşlık temel ilkesi etrafında bir fark gözetmedik, gözetmeyiz. Hangi dini, mezhebi, etnik temelden gelirse gelsin bütün yurttaşlarımızın canı, malı, ırzı, aklı, namusu bizim için azizdir ve bütün dinlerde azizdir.” diye sürdürdüğü konuşmasında evrensel ilkeleri eşit vatandaşlık kavramı etrafında modern, çağdaş bir devletin ana esaslarından biri olarak yaşatmaya özen gösterdiklerini vurguladı.

 

EVRENSEL MESAJ

İktidarları süresince gerek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan gerekse kendisinin her zaman bütün vatandaşların bu haklardan istifade etmeleri yönünde çok ciddi reformlar ve adımlar attıklarına işaret eden Davutoğlu, şunları söyledi:

 

“Hepiniz buna şahitsiniz. Vakıf mallarının iadesiyle son dönemde çok somut hale gelmiş olan eşit vatandaşlık ilkesi bundan sonra da en temel şiarımız olacak. Ayrıca eğer otantik kültürler ve dini gelenekler olarak sokaklarda ortak bir ailenin parçasıysak ki böyle, eşit vatandaşlık ilkesi etrafında bir araya gelmişsek ki yine böyle, aslında bu güzel beraberliği bir evrensel mesajla da taçlandırmak lazım.

 

O da bütün dünyaya, hangi türden olursa olsun her tür ötekileştirme, bir tür baskı ve zulme karşı ortak sesimizi duyurmak lazım. İstanbul’dan bu mesajın yükselmesi çok önemli. İster İslamofobi çerçevesinde olsun ki son zamanlarda yaygınlaştı, Avrupa’da camilere saldırılar hepimizin gündemindedir, ister antisemitizm şeklinde olsun ki o da çarpıcıdır.

 

Hanuka Bayramı’nın gerekçelerinden biri o dönemde, Yahudilere yönelik baskılar yapılırken gündeme gelen bugün camilere yönelik bazı baskılarda, domuz başının konması gibi, bu tür bazı semboller üzerinden yapılan hakaretler asırlar boyu süren ve arzu edilmeyen sonuçlar doğuran gerilim alanlarıydı.

 

İslamofobiye karşı hep beraber sesimizi yükselttiğimizde, aslında sadece Müslümanlara dönük ayrımcılığa değil, dini kimlikleri ihtiva eden bütün ayrımcılıklara karşı da sesimizi yükseltmiş oluruz. O anlamda kim hangi gerekçelerle olursa olsun inancı dolayısıyla dışlanmışsa baskıya, zulme uğramışsa biz hepsinin karşısında aynı kararlılıkla durma iradesi göstermek zorundayız. Bu insanlığın gelecek nesillere bırakacağı en güzel mirası olacak.”

Facebook'ta Paylaş
Yorum Yaz
Ad Soyad :
E-mail :
Yorum :