Kategori : Genel, Güncel, Siyaset - Etiketler : - Tarih : 31 Aralık 2014
ANKARA (30 Aralık) – AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Sözcüsü Beşir Atalay, 4 eski bakanın Yüce Divan’a gönderilmesi konusunda şahsi görüşünü, “Komisyon üyeleri kendi vicdanlarıyla karar vermelidir. O kararı biz de bekliyoruz. Komisyon üyelerinin yürüttüğü iş çok önemli. Orada, yargı mensubu olarak, yargı mensubu kimliğinde çalışıyor komisyon. Çok büyük de vebali, sorumluluğu var. Tabii ki belgeler, dosyalar onların elinde, dinlemeleri onlar biliyor. Dolayısıyla onlar kendi vicdanlarıyla karar verecek. Biz de onu bekliyoruz.” diye dile getirdi.
Atalay, konunun MKYK’da değerlendirilip değerlendirilmediği sorusuna karşılık ise “Bu konuların, Yüce Divan ile ilgili ya da soruşturma komisyonun çalışmalarını siyasi partiler kendi kurullarında değerlendirmezler, değerlendiremezler, hukuken de uygun değil. Kurullarımızda bu konu gündeme gelmemiştir. Komisyonun, kararı bizim kanaatimizdir. Komisyon ne karar veriyorsa onlar çok şeyi bildiği için onu esas almak lazım.” dedi.
Parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, 2014 yılının son Merkez Karar ve Yönetim Kurulu’nda (MKYK) ele alınan konulara hakkında bilgi veren Atalay, Teşkilat ve Yerel Yönetimler başkanlıklarının sunumlar yaptığını bildirdi.
Zor bir yılı geride bıraktıklarını ancak ülkede siyasi ve ekonomik istikrarın muhafaza edildiğini, 2015’te de bu konuda bir sorun öngörmediklerini belirten Atalay, AK Parti’ye kamuoyu desteğinin devam ettiğini, toplumun büyük çoğunluğunun AK Parti’nin gelecek seçimlerde tek başına iktidara geleceği kanaatinde olduğunu vurguladı. Parti kongrelerinin büyük bölümünün tamamlandığını anlatan Beşir Atalay, 25 ilde henüz tamamlanmayan 82 kongrelerinin kaldığını bildirdi.
Toplantıda, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun da dönüşüm programları, çözüm süreci, Cizre olayları, uyuşturucuyla mücadele ve G-20 toplantısı konularında bilgilendirmelerde bulunduğunu belirtti.
TAMAMEN PROVAKASYON
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Atalay, Cizre olaylarını “tamamen provokasyon” diye nitelendirdi ve hiçbir ilde bu tür yasa dışılıklara müsaade edilmeyeceğini vurguladı.
Çözüm süreci yürürken “paralel yapı medyası” eliyle, sürecin iyi yürümediği yönünde kamuoyunda tereddütler oluşturulmaya çalışıldığını belirten Atalay, paralel yapıya yönelik tespitlerinin olduğunu ve “güvenlik içinde de zaaflar bulunduğunu” bildiklerini söyledi.
Zekeriya Öz’ün de içinde bulunduğu 4 savcının HSYK kararıyla açığa alınmasına ilişkin, “Yargıda bir gelişme bekleniyordu. O kişilerle ilgili çok spekülatif, onlar da yargı insanı değil gibi açıklamalar yapıyorlardı. Dolayısıyla soruşturmanın yürütülmesi açısından savcıların açığa alınmaları HSYK’nın kararıdır. O konuda fazla açıklama yapmak istemiyorum.” diyen Atalay, TİB tarafından alındığı öne sürülen dinleme kararlarına ilişkin değerlendirmelerde de bulundu. Atalay, dinlemelerle ilgili çalışmaların sürdüğünü, bunların bir kısmının özellikli, teknik ortamlara ait çalışmalar olduğunu, bu konuda yeni şeylerin çıkabileceğini, emniyet ve yargı içinde gelişmeler oldukça, o tür çalışmalara ulaşmanın daha da kolaylaştığını ifade etti.
Atalay, basında yer alan “vahim” durumu hiç yadırgamadığını dile getirerek her şeyin açığa çıkarılması ve sorumluları hakkında gerekli işlemlerin yapılması temennisinde bulundu.
ŞARKI ANONİM
AK Parti’nin yeni seçim şarkısı ile ilgili de Atalay, şarkının anonim olduğunu, müzik düzenlemesinin telifi bulunduğunu, düzenlemenin Ayna grubunca yapıldığını, seçim şarkısını uyarlayanın da Ayna grubu olduğu için sorun olmadığını anlattı. Atalay, bir soru üzerine şarkıyı CHP’nin kullanması durumunu, “Herhalde orada hukuki bir şey olur.” diye değerlendirdi.
SEÇİM ÖNCESİ İLERİ ADIM
Beşir Atalay, Hükümetin hem çözüm süreci hem de Alevilik konusunda yeni bir paket hazırlığı içinde olduğu haberlerinin anımsatılarak konunun Başbakan tarafından MYK ve MKYK’da değerlendirilip değerlendirilmediği sorusuna şu karşılığı verdi:
“Paket olarak belki ifadelendirmemek gerekir. Paket ismiyle değil ama Alevilik konusunda, Alevi vatandaşlarımızla ilgili başlatılan çalışmanın sürdüğü, bu konuda irtibatların devam ettiği ve inşallah seçim öncesi bu konuda daha ileri bazı adımların atılabileceği yönünde bir mesajdır. Ben de biliyorum o çalışmaların devam ettiğini.
Ama çözüm süreciyle ilgili daha önce de paylaştık. Önemli çalışmalar geçen yıl içinde yapıldı. Çözüm sürecinin anayasası diye kabul edebileceğimiz çerçeve yasa, geçen temmuz başında Meclis’te kabul edildi, Meclis’in yüzde 80’inin desteğiyle. Ana muhalefet partisi de destek verdi.
Bazen soruyorlar, ‘Yol haritasında ne var, acaba neler konuşuluyor?’ Türkiye, büyük bir devlet ve bir hukuk devleti. Eğer bir konuda Meclis’ten yasa çıktıysa, TBMM’nin iradesi yansıdıysa ki orada yüzde 80’i buna destek veriyor, onu esas almak lazım. Hükümet onu esas alıyor. O yasada nelerin yapılacağının hepsi yazılı. 6 maddelik bir yasa ama içinde her şey var. Bizim yol haritamız o aslında. Yani şu anda Hükümetin yürüttüğü yol haritası o. Onun dışında hiçbir şey yok. Orada safha safha nelerin yapılacağı yazılı. Şu anda sağlıklı şekilde yürüyor. Başbakan Yardımcımızın birisi HDP ile görüşüyor, bir diğer Başbakan Yardımcımız diğer bölge partileri, HÜDA-PAR gibi partilerle görüşüyor. Biraz daha hedef kitleyi genişletme yönünde çalışma var. Bu çalışmalar olması gerektiği şekilde yürüyor.”
FRAKSİYONUN YAPTIĞI BİR ŞEY
Atalay, 6-7 Ekimden sonra kamu güvenliği, kamu düzeni hassasiyetinin ortaya çıktığını, onun da hem şehir hem de kırsal kesimde sağlandığını belirterek, şöyle konuştu:
“Orada yasadışı şeyler varsa onlar da temizlenmiş durumda. Vatandaşlarımızın bir endişesi olmaz. Cizre olayları orada bir fraksiyonun yaptığı bir şeydir. Tüm boyutlarıyla üzerine gidilmiştir. Bu süreçler münferit bazı gelişmelerle kopmazlar. 6-7 Ekim kapsamlıydı. Çözüm süreci ile ilgili pek çok tereddütleri gündeme getirdi ama onlar da telafi edilmiş oldu. Hükümetimiz dikkatli, sabırlı, iyi bir stratejiyle işleri tekrar rayına koymuş oldu. Bu işin sahibi hükümetimizdir. Hükümetimiz bu işi başarılı şekilde yürütmektedir.”
OLAĞANÜSTÜLÜK ATFETMEYE GEREK YOK
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Bakanlar Kuruluna başkanlık edecek olmasına dair soruya karşılık ise “Normal, anayasal bir uygulama olarak görebiliyorum. Anayasaya uygun bir gelişmedir bu.” değerlendirmesi yapan Atalay, buna olağanüstülük atfetmeye gerek bulunmadığını vurguladı.