Akdoğan: Eyvallah etmedik, etmeyeceğiz

Kategori : Genel, Güncel, Siyaset - Etiketler : - Tarih : 28 Aralık 2014

37360

 

KIRIKKALE (28 Aralık ) – Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, “Derin devlet yapılanması, paralel devlet yapılanması, alternatif devlet yapılanması, ister Ergenekon’u, ister paralel devleti, ister KCK’sı” diye işaretleyerek “Milletin iradesine, devletin otoritesine musallat olanlara eyvallah etmedik, etmeyeceğiz.” dedi.

 

AK Parti Kırıkkale 5. Olağan İl Kongresi’nde yaptığı konuşmada, Kırıkkale’nin AK Parti’ye her zaman destek olduğunu oy oranlarıyla vurgulayan Akdoğan, bunun için teşekkür etti.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Beşir Atalay’ın kendisini “hayrul halef”i (hayırlı evlat) olarak görmesinden dolayı mutluluk duyduğunu belirten Akdoğan, zor olanın yolu açmak olduğunu, açılan yoldan gidecek birilerinin mutlaka bulunacağını söyledi.

 

HEM TAVAF ETTİK HEM ŞEYTAN TAŞLADIK

Akdoğan, 12 yılda AK Parti olarak yaptıklarının say say bitmeyeceğine işaret ederek “Ama bunlardan önemlisi insanı insan yerine koyduk, yücelttik, değer verdik.” ifadesiyle şöyle devam etti:

 

“Hizmet yaparken, yatırım yaparken bir taraftan da bir mücadele içinde olduk. Çetelerle, mafyayla karanlık odaklarla mücadele içerisinde olduk. Hem iş yaptık yani hem tavaf ettik hem şeytan taşladık. Bin bir türlü oyunlarla üzerimize geldiler. Bütün bunlara karşı milletin emanetine, iradesine sahip çıktık. Bunların hepsiyle, devletin milletin iradesine musallat olan, devletin otoritesine musallat olan her kim varsa her türlü çeteleşmeyle, yapılanmayla mücadele içinde olduk.

 

Derin devlet yapılanması, paralel devlet yapılanması, alternatif devlet yapılanması, ister Ergenekon’u, ister paralel devleti, ister KCK’sı milletin iradesine, devletin otoritesine musallat olan her kim varsa bunlara eyvallah etmedik, etmeyeceğiz. Kim olursa olsun, ister ideolojik olsun ister etnik milliyetçi olsun ister din kisvesi altında olsun bu hastalıklı yapıların hiçbirisine milletimizi ezdirmedik. Bu, bir AK Parti meselesi değil. Bu, milletin mukadderatı, ülkenin geleceği meselesidir. Eğer bu yapılar başarılı olsaydı sadece AK Parti devrilmeyecekti, Türkiye bir esaret rejimine dönüşecekti. İster derin devlet yapılanması, ister paralel örgüt yapılanması, hangisi başarılı olsaydı artık Türkiye’de esaret rejimi olurdu.”

 

HANGİSİNİ TERCİH EDİYORSUNUZ?

Ortada meşru, seçilmiş bir iktidar olduğuna dikkat çeken Akdoğan, “Bunu mu tercih edeceksiniz? Hayalet, kayıt dışı bir yapı, hukuku, demokrasiyi çiğneyen bir yapı var. Hangisini tercih ediyorsunuz, kimin yanında duruyorsunuz? “ diye sorarak şunları söyledi:

 

“Mesele çok açıktır. Bir yanda açık, şeffaf, milletin oyuyla iktidara gelmiş bir parti var. Öbür tarafta entrikacı, kumpasçı, her türlü yalana, hileye başvuran bir ihanet şebekesi var. Bunların hangisini tercih ediyorsunuz. Asıl sizin pozisyonunuzu belirlemeniz gerekiyor. Yaptığı bellidir. Bunların, komplo kurmadığı kimse kalmadı, tek tek vatandaşlara, ailelerine kadar. Bütün cemaatler, bütün gruplar, yapılar, devlet kurumları bunlar herkese komplo, kumpas kurdu. Algı operasyonlarıyla kendilerini temize çıkartmaya çalışıyorlar. Medya gücüyle operasyon çekmeye çalışıyorlar. Dünyada da algı operasyonu var. Türkiye’yi baskılamak için medya üzerinden operasyon çekenlerle içeride iç siyaseti tanzim etmek isteyenler aynı anlayışa sahip. Eskiden de bunlar vardı.

 

Komplolar kurulurdu, medya kullanılırdı. Medya şimdi hakikatin temsilcisi gibi konuşuyor. Bu darbelere alkış tutan, çomak tutan, tertipleyen medya değil miydi? Medya, darbenin üçüncü gücü olarak rol oynadı. Bunu da iyi görmemiz gerekiyor. Eskiden bilgi kırıntısı olur, onun üzerinde senaryo, yalan uydururlardı. Artık bu yeni çetenin böyle bir derdi yok. Hakikatin, gerçeklerin hiçbir önemi yok. Yüzde 100 uydurma senaryoları uyguluyorlar. Birileri oturuyor hikâye uyduruyor ve bunları haber veriyor. Böyle bir şey kabul edilemez.”

 

BU KADAR ALÇAKLAR

Medyanın demokrasiye güç veriyorsa, hak ve özgürlükleri koruyorsa o zaman dördüncü kuvvet olabileceğini belirten Akdoğan, aksi halde hesap vermek zorunda kalacağını ifade ederek şöyle dedi:

 

“Bunlar her yolu mubah görüyorlar. Yalan bir dünya kurmuşlar. Dün Şanlıurfa’daydık. Bediüzzaman Said-i Nursi Hazretlerinin önemli bir talebesi vefat etti, Allah rahmet eylesin. Onu defnettik. Onunla ilgili sosyal medyada ‘toprağı bol olsun’ diyorlar sanki gayrimüslim gibi… Bediüzzaman gibi birisinin en önemli talebesi vefat ediyor, arkasından hakaret ediyorlar, bu kadar alçaklar, bu kadar şerefsizler. Bir insanda edep yoksa o insanda Müslümanlık da olmaz. Bunları milletimiz çok iyi görüyor arkadaşlar. Herkes deşifre oluyor. Bunlarla mücadele edeceğiz, milletin emanetine musallat olan kim varsa, derin devleti, KCK’sı hiçbirisine müsaade etmeyeceğiz.”

 

DEVLET KORUYABİLECEK KUDRETTEDİR

Yalçın Akdoğan, kamu düzeni ve güvenliğinden asla taviz verilmeyeceğinin altını çizerek “Cizre’yse Cizre, Silopi’yse Silopi, neresi olursa olsun devletin polisi, askeri orada olacak, vatandaşı koruyacak. Hiç kimse durumdan vazife çıkartmasın. Devlet, vatandaşının can ve mal güvenliğini koruyabilecek güç ve kudrete sahiptir.” vurgulamasıyla şöyle devam etti:

 

“Biz her şey yolunda derken en son biliyorsunuz Kandil’den bir açıklama yapıldı; ‘Eğer birileri eylemde yüzünü kapatırsa, molotof atarsa bunlar bizden değil, ajandır’. Bir gün sonra Cizre’de olaylar oldu. Birileri yüzünü kapattı, gidip molotof attı, insanların evini yakmaya çalıştı. Bu, açıkça Kandil’e nanik yapmaktır, ‘ben sizi takmıyorum’ demektir. İşte ne zaman sonuca yaklaşsak provokatörler devreye giriyor, hemen süreci bozmak istiyor.”

 

ANALAR AĞLAMASIN DEDİK

AK Parti’nin 12 yıldır çözmeye uğraştığı bir sorun olduğuna, çözüm sürecini bu nedenle başlattıklarına işaret eden Akdoğan, “Analar ağlamasın dedik, akan gözyaşı dinsin dedik. Evlatlarımız toprağa düşmesin dedik. 2005’ten beri ne zaman sonuca yaklaşsak karanlık eller devreye girdi. Birtakım tuzaklar kuruldu, sabotajlar yapıldı. Bir Reşadiye saldırısı, bir Silvan saldırısı oldu. En son Kobani olayları oldu. Ne zaman sonuca yaklaşsak birileri rahatsız oluyor. Türkiye bu sorunu çözmesin diyor. Bu sorun, yeni Türkiye’ye yakışmıyor.” diye konuştu.

 

Türkiye’nin birlik bütünlüğünü, kardeşliğini pekiştirip güçlendirmesi gerektiğini, aksi takdirde 2023 hedeflerine ulaşılamayacağını anlatan Akdoğan, bu durumun bir beka sorunu, Türkiye’nin birlik ve bütünlüğü meselesi olduğunu ifade etti. Akdoğan, bugün AK Parti’nin denklemden çıkarılması durumunda Türkiye’nin bütünlüğünü sağlayacak başka bir siyasi hareket olmadığını dile getirerek “AK Parti’nin varlığı Türkiye’nin sigortasıdır, bütünlüğünün garantisidir. Bunları çözmek zorundayız dedik. Elhamdülillah güçlü bir iradeyle bu süreci devam ettiriyoruz.” dedi.

 

BİZ HİZMET, ONLAR TEHDİT EDİYOR

AK Parti iktidarı ve kadrolarının yanlış yapmayacağını belirten Akdoğan, şunları söyledi:

 

“Biz hizmet ediyoruz, onlar tehdit ediyor. Biz yatırım yapıyoruz, onlar baskı yapıyor. Biz yapıyoruz, onlar yıkıyor. Bunu herkesin çok iyi görmesi gerekiyor. Bu milliyetçi geçinenler, milliyetçiliğin lafını yapanlar be kardeşim sen ‘ülke bölünmesin aman ülke şöyle olur böyle olur’ diyorsun. Niye Şırnak’ta, Van’da yoksun? Oralarda ben varım. Ben mücadele ediyorum. Onların karşısında ben direniyorum, sen yan gelip yatıyor, sadece konuşuyorsun. Ondan sonra sen milliyetçi oluyorsun, bana laf söylüyorsun. Bu nasıl milliyetçiliktir?

 

Millete hizmet eden, milletini seven, milletin bütünlüğü için çaba gösteren biziz. Eğer senin döneminde Türk parası yerlerde sürünüyorsa bizim dönemimizde Türk lirası değer kazanıyorsa milliyetçi olan biziz. Senin döneminde Türk pasaportunun ne kadar itibarı vardı? AK Parti döneminde Türk pasaportuyla yurtdışına çıktığında nasıl bir itibar görüyorsun.  Yurtdışındaki ecdat yadigârı eserlere sen mi sahip çıktın AK Parti mi sahip çıktı? İşte milliyetçilik ancak buralarda görülür.”

 

Facebook'ta Paylaş
Yorum Yaz
Ad Soyad :
E-mail :
Yorum :