Kategori : Ekonomi, Genel, Güncel, Siyaset - Etiketler : - Tarih : 26 Aralık 2014
ANKARA (26 Aralık) – Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, şüpheli işlem bildirimi çalışmalarının sonuç verdiğine işaretle “Finansal kuruluşlarımızın buna bankalar dâhil, MASAK’a şüpheli işlem bildiriminde artık bir sorun kalmadı. Bu konuda uyarılarımızı dikkate alan bankalara teşekkür ediyorum.” dedi.
Organize Suçların Yol Açtığı Mali, Ekonomik ve Sosyal Etkilerin Tespiti ve Analizi Sempozyumu’nun açılışında konuşan Şimşek, Mali Eylem Görev Gücü’nün (FATF) küresel ölçekte terörün finansmanı ile mücadele eden bir organizasyon olduğunu belirterek şöyle dedi:
“FATF’ın 3. tur değerlendirmelerinde Türkiye birtakım eksikleri nedeniyle düzenli takip sürecine hatta koyu gri listeye alınmıştı. Fakat son dönemde gerek mevzuatta gerekse uygulamada önemli adımlar attık ve bunların sayesinde Türkiye’nin Ekim 2014 itibariyle hem takip sürecinden hem de koyu gri listeden çıkartılması kararlaştırıldı. Önümüzdeki dönemde 4. tur değerlendirmeleri yapılacak, burada aklama, terörizm ve kitle imha silahlarının yayılmasının finansmanı ile mücadele ön planda olacak ve muhtemelen 2017’de yapılacak. Türkiye olarak ulusal risk değerlendirme çalışmalarını hızlı bir şekilde yapıyoruz. Çünkü bu tür konulara bizim risk temelli yaklaşmamız lazım.”
Terörün finansmanı ve aklama konusundaki mücadelenin, AB süreci açısından büyük önem taşıdığını vurgulayan Şimşek, Türkiye’nin G-20 dönem başkanlığında da uluslararası vergi, yolsuzlukla mücadele gibi birçok konuda dönem başkanı olarak çalışma gerçekleştireceğini bildirdi. Şimşek, G-20 ve OECD işbirliği ile 2015 yılının Mayıs ayında bir vergi sempozyumu düzenleyeceklerini anlatarak burada otomatik bilgi değişimi gibi birçok alanda çalışma yapacaklarını dile getirdi.
Mali Suçları Araştırma Kurulu’nun (MASAK) da muadili kuruluşlarla çalışma içinde olduğunu söyleyen Şimşek, “MASAK, bugüne kadar 43 ülkenin muadil kuruluşları ile mutabakat muhtıraları imzalamıştır. Küresel anlamda mücadele için bu çok önemli.” dedi.
Mehmet Şimşek, bilgi değişime aracılık eden Egmont Grubu’nun çalışmalarına aktif bir şekilde katıldıklarına işaret ederek “Muhtemelen 2016 yılında Egmont Grubu Genel Kurulu Toplantısının Türkiye’de yapılması planlanıyor. Bu da Türkiye için çok önemli bir etkinlik olacak.”dedi.
FİNANS SEKTÖRÜNÜN AKTÖRLERİ
Bakan Şimşek, suç gelirleri ve terörün finansmanı konusuna girince karşılarına finans kuruluşlarının, kargo şirketlerinin, online bahis ve kumar etkinliklerinin çıktığını işaretledi. Bu aktörler nezdinde şüpheli işlem bildirimi noktasında çok etkin denetim yaptıklarını, gerek finans sektöründe gerekse diğer sektörlerdeki aktörlerin performanslarını yakından izlediklerini vurgulayan Şimşek, şunları söyledi:
“Bu konudaki çalışmalarımızı sonuç veriyor. Yakın dönemde finans kuruluşları nezdinde yaptığımız denetimler sonucunda bulunan eksikliklerin hızlı bir şekilde giderilmesi yoluna gidildi. Bu hafta itibariyle eksiklerinin tespit ettiğimiz kuruluşlar, bunları giderme noktasında gerekli adımları atmaya başladılar. Uyum noktasında da bütün aktörlerin, hızlı bir şekilde ilerleme kaydettiğini açık bir şekilde söyleyebilirim.”
ORGANİZE SUÇLAR
Suçların artık bireysel olmaktan çok örgütlü ve organize nitelik taşımaya, küreselleşmeyle birlikte organize suçların sınırları da aşmaya başladığını belirten Şimşek, bu tür suçlarla mücadelenin ulusal ve uluslararası işbirliği ve eşgüdümü gerektirdiğini vurguladı. Şimşek, organize suç örgütlerinin sadece ülkeler için değil, uluslararası sistem açısından da çok ciddi bir tehdit olduğunu, ulusal bazda bakıldığında hem demokrasiye hem ülkelerin gelişmesine ve kalkınmasına çok önemli bir engel teşkil edebildiğini belirtti.
TERÖRÜN MALİYETİ
Türkiye’nin 30-40 yıldır terör gerçeğiyle yaşadığına dikkat çeken Şimşek, şöyle devam etti:
“Bundan dolayıdır ki Güneydoğu Anadolu, Doğu Anadolu, oradaki güçlü insan kaynağına, çok verimli topraklara ve diğer zenginliklere rağmen maalesef arzulanan büyüme, kalkınma ve yatırım çekmede arzulanan performansı ortaya koyamadı. Bunun en önemli sebeplerinden bir tanesi oradaki suç yoğunluğunun, suç oranının yüksek olması.
Burada kastettiğimiz organize suç. Mafya kapitalizmi toplumsal sermayeyi de aşındırarak kaynakların bir anlamda heba olmasına yol açıyor. Organize suçlar gerçekten bu tür etkilere sahiptir. Terörle mücadeleye kimisine göre 350 milyar dolar, kimisine göre dolaylı etkilerle 1 trilyon dolara yakın kaynağını heba etmiştir.”
MALİ BÜYÜKLÜK
Bakan Şimşek, BM’nin çalışmasına göre, uyuşturucu madde, silah, organ ticareti gibi suçlardan elde edilen mali gücün birçok devletin bütçesinden daha fazla olduğuna işaret ederek “Bu çok önemli bir konu çünkü eğer mücadele edilmezse hem ulusal hem uluslararası boyutta bu işin ne kadar büyük bir tahribata yol açabileceği ortadadır.” dedi.
Mücadelenin çok boyutlu olması gerektiğini ifade eden Şimşek, sadece polisiye tedbirlerle organize suçlarla mücadele edilemeyeceğini belirtti. Bu mücadele istihbaratın, kurumlararası eşgüdüm ve işbirliğinin çok önemli olduğunu vurgulayan Şimşek, şunları söyledi:
“Suç örgütlerinin parasal kaynaklarını yok etmemiz lazım. Bu, suç örgütleriyle mücadelede gerçekten arzulanan sonucu doğurur. Bu örgütlerin parasal kaynaklarını kurutamazsak maalesef arzulanan başarıyı sağlayamayız. Sadece hürriyeti bağlayıcı cezalarla sonuç almamız mümkün değil. Çünkü kullanabilecekleri insan, araç çok. O nedenle suç gelirlerinin aklanması çok kritik ve önemli bir konu.”