Kategori : Genel, Güncel, Siyaset - Etiketler : - Tarih : 23 Aralık 2014
ANKARA (23 Aralık)- TBMM Başkanı Cemil Çiçek, dört eski Bakan hakkındaki Meclis Soruşturma Komisyonu’nun çalışmalarının, yasama organının yaptığı adli bir faaliyet olduğunu vurgulayarak “Yetki de sorumluluk da komisyona aittir. “ dedi.
Edremit Belediye Başkanlığı’nın, TBMM Mustafa Necati Kültürevi’nde düzenlediği “Kaz dağlarının Antik Zenginliği; Antandros Gün Işığına çıkıyor” isimli fotoğraf sergisinin açılışından önce gazetecilerin sorularını yanıtladı. Soruşturma Komisyonu’nun 5 Ocak’ta vereceği nihai kararın anımsatılarak yöneltilen “Bu kararı nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna karşılık Çiçek, Soruşturma Komisyonu’nun, Anayasa’nın 100. maddesi, İçtüzük’ün 107 ve takip eden maddelerine göre kurulduğunu ve çalıştığını vurguladı. Çiçek, şöyle dedi:
“Yasama organının yaptığı adli bir faaliyettir. Bu çalışmalarını sürdürürken İçtüzük’ün o maddeleri ve Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre işlemlerini sürdürüyor. Yetki de sorumluluk da komisyona aittir. Nasıl çalışıyor, neden karar aldı, niye karar aldı? Biz onları bilemeyiz. Bunları benim bilmem mümkün değil. Meclis Başkanlığı olarak bize düşen, iş ve işlemler, Ocak ayının 9’undan itibaren başlıyor. Çünkü artık komisyonun süresi 9 Ocak itibariyle bitiyor. Raporu, kanaati, düşüncesi neyse o gün bize teslim etmek mecburiyetinde. Ondan sonraki kısmı Meclis Başkanlığı olarak biz yürüteceğiz. Sonuçta da Genel Kurul karar vermiş olacak. Adli faaliyet olduğu dikkate alınarak değerlendirme yapılması gerekir. Siyaseten değerlendirecek olanlar varsa onlara bir şey demem ama tümüyle yetki de sorumluluk da bir hukuki işlem sürdürdükleri için komisyona aittir.”
HUKUKEN DOĞRU DEĞİL
Komisyonun CHP’li üyelerinin, AK Parti’li üyelere baskı yapıldığı yolundaki iddialarının anımsatılması üzerine, “Kimse baskı yapamaz. Bunu düşünmek bile hukuken doğru değil.” Diyen Çiçek, yapılan işlemin adli bir faaliyet olduğunu ifade etti. Çiçek, şöyle devam etti:
“Nasıl soruşturma savcısına, yargılama yapan hakime baskı yapılamazsa, Anayasa’nın 138. maddesinde çok açık ve nettir. Hatta ve hatta bu kurala pek uymuyoruz ama ‘Görülmekte olan davalarla Genel Kurul’da görüşme yapılamaz.’ der. ‘Hiç kimse bu faaliyetleri yapmakta olan yargı makamlarına tavsiyede bulunamaz, genelge gönderemez’ der. Bunlar Anayasa’da çok açık şeyler. Bizim sıkıntımız bu süreçlerden değil. Hukuku göz ardı etmekten ve hukuku dışlayarak bu tartışmaları yapmaktan kaynaklanıyor. Bunlar kurala bağlanmış. Buna rağmen uyulmazsa, o zaman da hukuk devleti olmaz. Onun için ben, bu türlü spekülasyonlara girmem. Böyle bir şey söyleniyorsa bunun ispat edilmesi gerekir.”
KONUŞMADIK Kİ TERS DÜŞELİM
Çiçek, kendisinin AK Parti’li milletvekilleri ile görüşüp Yüce Divan’a gönderilmesini istediği ve Cumhurbaşkanı ile ters düştüğü iddialarına karşılık şu yanıtı verdi:
“Hayır. Biz Sayın Cumhurbaşkanı ile aynı hükümetlerde görev yaptık. Bizim de benim de cumhurbaşkanımdır. Ben herhangi bir konuda bir düşüncem varsa bunu kendisine söylerim. Bu konuları biz kendisi ile konuşmadık ki ters düşmemiz olsun. Zannediyorum bu türlü spekülasyonlarla bir netice alınmaya çalışılıyorsa bunlar doğru şeyler değil. Herhangi bir konuda netice alınacaksa hukuk yolundan giderek netice almak lazım. Dedikodularla, aslı ve astarı olmayan yol ve yöntemlerle sonuca ulaşmak ne ahlakidir, ne de doğrudur.”
MECLİS BAŞKANI KONUŞURSA
TBMM Başkanı Çiçek, İstanbul merkezli operasyon hakkındaki görüşünün sorulması üzerine ise görülmekte olan bir soruşturma olduğuna işaret ederek şöyle dedi:
“Siz beni biliyorsunuz. Siz de bu soruyu sorarken hukuka uymuyorsunuz. Görülmekte olan davalarla ilgili açıklama yapmak… Ceza Kanunu’nun 285. maddesine, lütfen buradan çıktıktan sonra bir bakıverin. Meclis Başkanı konuşursa, bu yargıyı etkiler mi etkilemez mi? O zaman bu kanunları biz niye yapıyoruz? Baştan beri söylüyorum: Bu kanunları yapanlar, bu kurallara en evvel kendileri uymak durumundadır. Ben, uymanın çabası, gayreti içerisindeyim. Hoşunuza giden bir cevap olmadığını biliyorum baştan beri ama ne yapalım benim hukuku söylemek gibi bir sorumluluğum var.”